23 Ağustos 2010 Pazartesi

dur diyebilene A-Ş-K oLsUn!!!

dolu dolu yaşanmış, güzel hatıralarla donatılmış kısa bir ara...hayata kısa bir ara... kısa ara biter bitmez başlar hayatın saçma salak telaşları... işte böyle zamanlarda mola zamanlarında anlarsın ne kadar anlamsız telaşlar içerisinde olduğunu...diyor ya Behçet Necatigil;

Sevgileri yarinlara biraktiniz

Çekingen, tutuk, saygili.
Bütün yakinlariniz
Sizi yanlis tanidi.
Bitmeyen isler yüzünden
Siz böyle olsun istemezdiniz
Bir bakis bile yeterken anlatmaya herseyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldi
Siz genis zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yillarin telaslarda bu kadar çabuk
Geçecegi akliniza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardi,
Gecelerde ve yalniz.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadi

Yok bu kader değil, bunu yani hayatı böyle yaşamak kader değil, olmamalı... birileri çok önceden bu yanlışlığı görüyor ve yazıyorsa ve yıllarca hep aynı yanlışları yaşayanlar çıkmışsa karşına bu kader değil...dur demek istiyorum hayatımda yaşananlara, benim dışamda benim hayatımı yaşayanlara...böyle sahnede son selamını veren oyuncular varya onlar gibi perdeyi sıyırıp başımı öne eğip ardından son bir kez geri geri çekilmek istiyorum...

12 Ağustos 2010 Perşembe

o daha küçücük!

dün birşeyi daha farkettim... bende aynı şeyi yapıyorum... diğerleri küçücük bir kız çocuğuna gayet kocaman bir kızmış gibi herşeyi anlamasını bekleyip, her konuda sert biçimde eleştirip terbiye edeceklerini sanacak kadar zavallı olan diğerleri ki bu kızın feleğini şaşırttılar... ben kendini yıllarca birgün prenses olacağına inandıracak kadar aptal ben aynı hatayı bir başkasına yapıyor ve onu prenses diye çağırıyorum... herşeyi  idrak edebilecek kadar akıllı olan bu kız çocuğu etrafındakilerin tutarsız davranışlarının başarılı bir sonucu olarak gün gelecek yönünü bulamayacak kadar aptala dönecek... göz göre göre nasıl yapılır böyle bir hata? prenses o evet benim prensesim varsın şimdi kendini böyle hissetsin kendini prenses sanıp mutlu olsun nasılsa gün gelecek farkedecek diğerlerinden farkı olmadığını...en azından bir süre, kısacık bir süre bile olsa varsın biri, kendini farklı hissetmesini sağlasın...hayatın gerçeklerini görebileceği zamana kadar hikayelerde büyüsün...

10 Ağustos 2010 Salı

...

öyle bir şey ki önceleri herkesi suçluyorsun çünkü kimileri seni prenses ilan etmiş ya! mükemmel prenses! asla hata yapmayan kimseyi incitmeyen... yalan o sizin soktuğunuz kalıp!beni bana bıraksaydınız neler olurdu! kimileri böyle düşünürken, diğerleri dediğimiz gurup (yani dışarıdaki dünya) seni külkedisi, fedakar cefaker zavallı görmüş zaman zaman acımış zaman zaman güçlü olduğunuzu zannederek sana övgüler yağdırmış...kalmışsın böyle nasıl ya nasıl yani... ama diğerlerine senin yansıttıkların onlar...yanlış mı değil!oysa kimilerine göre sen mükemmel olduğun için yaptıkların zaten normal!ekstra birşey yapmamışsın bugüne kadar!zaten olması gerekenmiş çünkü onların kalıbı buymuş.uyarsa!debelen dur...

kimine göre prenses kimine göre külkedisi

gözümü bir açtım simsiyah heryerim... tekrar kapatıp açtığımda pamuklara sarılıp sarmalanmış buldum kendimi!!!hep ikilemde kalmıştı şu beden, ruh bana dair ne varsa... kimi prenses addedip baştacı etmiş, kimi külkedisi sanıp acımıştı... kime göre neye göre hangi perspektife göre verilmiş ünvanlardı...çok sonraları anladım kendine hangi anlamı yüklediğin ile ilintili kişilerin sana yüklediği anlamlar... tüm bunları yaratan bendim...