29 Aralık 2015 Salı

Gözyaşlarımı yutkunurken

Gözlerim dolu dolu... Susacağım, karar verdim susacağım bir şey demeyeceğim. Çünkü gönlüm kırık. Çünkü konuşursam belki durduramam kendimi. Çok yorucu ve zor bir süreç. Ne desem ne yapsam bilemiyorum. Geçecek diyorum kendi kendime, Rabbim deniyor sabrımı ve gönül hoşluğumu. Ama gönlünü hoş tutması kolay değil ki insanın. İnsanız işte her şeye iyi bakamıyoruz bazen. 
Çekirdek ailemdeki herkes için zor bir dönem. Ama bazen gerçekten başka birinin hayatını ödünç yaşıyormuşum gibi geliyor. Günlerim manasız geçiyor. Evladımın anlarını kaçıyorum. Arada kalmış bir anneyim ben. Biraz daha sıkışırsam arada,
sağlam çıkamayabilirim bu ödünç yaşamdan. Evladım olmasa bu kadar ayakta durmam mümkün olmazdı. Onun bir gülüşü, anne deyişi çekip çıkarıyor beni bu girdabın içinden. 
Ya sabır gönlüm, ya sabır duygularım ve düşüncelerim. Bozmadan bozulmamaya çalışarak yol devam... 


26 Kasım 2015 Perşembe

Susma zamanı geldiğinde

En son ne zaman çılgınlar gibi bağıra bağıra şarkı söyledim? En son ne zaman çocuklar gibi şendim? En son ne zaman yürekten gülümsedim? Hiçbirinin cevabını bilmiyorum. Tek bildiğim şu an beni hayatta ve ayakta tutan tek varlık oğlum... Sanırım uzun bir araya ihtiyacım var. Her şeye herkese ara verip durup düşünmeye, hatalarımı, kırıldıklarımı, gönül yorgunluklarımı iyileştirmeye... Nasıl yaparım bilmiyorum ama buna ihtiyacım var... Yazık ki geçmişte olduğu gibi yine kendimi çıkılmaz bir noktada ve çaresiz hissediyorum. Benim bir karar vermeye, benim değişmeye ihtiyacım var...

15 Ekim 2015 Perşembe

kaRMa kArıŞIK

Duygularımın gerçekten karıştığı, duygu dengemin bozulduğu bir dönemdeyim. Çocukla birlikte başlayan bir süreç insanı ve yaşam tarzını değiştiriyor. Evliliğin rengi değişiyor... Siz hemen anne oluyorsunuz babaların ise baba olması biraz zaman alıyor. Anne olmak duygularımı karıştırdı ve değiştirdi. Başka bir insanım artık ben. Kendimi çok tanıyamıyorum bu aralar. Daha endişeli, daha sakin daha sabırlı daha üzgün ancak eşinin daha az karısı, arkadaşlarının daha az arkadaşı, annelerinin babalarının daha az kızıyım, artık daha çok anneyim kaygılı bir anne. Korkuyorum bebeğimin hasta olmasından, korkuyorum eşimin hasta olmasından ve korkuyorum hasta olmaktan... Bir takım sağlık sorunları yaşadım hamilelikten sonra. Emzirme dönemi ile birlikte... Aşılamaz sorunlar değil ama geri dönülemez sorunlar. 
Bazen çok ilgi istediğimi fark ediyor ve kızıyorum kendime. Artık ilgi vermesi gereken kişi benim ama sanırım biraz yordu süreçler beni. Daha çok anne olmak dünyanın en güzel duygusu ama yalnızca anne olmak duygusu içerisindeyim. Başka kimse olmak istemiyorum bir çalışan olmak istemiyorum, bir hasta olmak istemiyorum, bir bir bir başka bir şey olmak istemiyorum yalnızca anne olmak evladımın güzel günlerini sağlıkla görebilmek kaygılardan uzak olabilmek istiyorum.
Umutların ve mutluluğun çok, kaygıların az olduğu günler görmek bu aralar tek dileğim...
Çınar´ın Annesi...

28 Eylül 2015 Pazartesi

Başka bir hayat...Yeni bir hayat...

Ne kadar zaman olmuş, arada neler yaşandı çok uzun. Uzatmadan kısaca bağlayacağım. 
Mutlu, huzurlu süren evliliğimizin coşkusunu arttırmak istedik, Yaradan nasip etti 23.02.2014 tarihinde bebeğime hamile olduğumu öğrendik. Her şey çok güzel gitti. Harika bir gebelik süreci geçirdim. Mide yanması hariç neredeyse hiç bir sıkıntım olmamıştı. Bebeğimin gelişimi iyiydi. Eşim ve ben hayatımızın en eğlenceli günlerini geçiriyorduk. Bebeğimizin oda takımını aldık, kıyafetleri, bebek bezleri... Son kontrolümüze de gittikten sonra doğum için gün belirlendi. 27 Ekim 2014 (39 Hafta + 3 gün). 27 Ekim 2014 Pazartesi 08.27 bebeğimi ameliyathanede yanıma koyup kokusunu aldığım, ciyak ciyak ağlayan bebeğimin yanıma getirdiklerinde birden sustuğu andır... Gözümün nurunun, kalbimin parçası, tarifi imkansız duygum Çınar´ım. 49 cm, 2990 gr bir oyuncak bebek kadardı. Hayatımın en mutlu günleriydi... Topuk kanı alacağız dediler hastanede çok üzüldüm, sonra 5. gün sağlık ocağına da topuk kanı vermemiz gerektiğini söylediler içimiz kan ağlayarak götürdük miniğimizi. Topuk kanını alan hemşireler 1 ay içinde dönüş olmazsa herhangi bir problem olmadığını gösterir, zaten dönmeyiz dediler. 10 gün sonra Çınar 15 günlüktü sağlık ocağından aradılar verdiğiniz topuk kanında sorun çıktı diye... Yıkıldık! Topuk kanı ile ilgili tek bildiğimiz zeka ölçümü yaptıkları idi!!! Yanlış 1: Topuk kanından iki test yapılıyor biri Tiroid/TSH diğeri Fenilketonüri. Tiroid çalışmıyorsa yani TSH yüksekse ve bu belirlenmezse ilk bir ay içinde bebekte zihinsel ve bedensel gelişim geriliği oluyor ve geç fark edilirse geri dönüşü yok. Fenilketonüri protein in-toleransı eğer bebekte bu in-tolerans varsa ve bebek protein ile beslenirse(annenin aldığı tüm proteinler süte geçiyor ya da normal tüm mamalar protein maması) aynı şekilde zihinsel ve bedensel gelişim geriliği oluyor. 
Çınar hipotiroidi doğdu. TSH´ı çok yüksek çıkmıştı bu sebeple. 
Gözümden akan yaşlara hakim olamıyordum delice yağan bir yağmur gibi durmaksızın akıyordu gözlerimden. Apar topar bir devlet hastanesine yönlendirdiler hemen, hemen gidin dediler. Gittik.. Çocuk endokrinoloğu prof´a yönlendirmişlerdi. Bir sıra var 2 günde bize gelmez... Eşim ben ve Çınarımız hastanenin bahçesinde sıra beklerken eşimde benimle ağlıyordu. Sonra sırada bekleyenler 15 günlük bebeğimizi görünce halimize acıdılar ve bekletmeden en öne aldılar. Prof. yoktu tabi asistanı vardı bayan bir asistan sorduğumuz her soruya acımasızca cevaplar veriyor ve bizi tersliyordu son olarak ömür boyu ilaç içecek dedi yüzümüze bile bakmadan... İlacı yazdı ve bizi gönderdi. 
Hemen konusunda uzman bir Prof olan Çocuk Endokrinoloğu Abdullah Bereket´ten kardeşim Seda benim alamadığım (hoca çok yoğun olduğu için) randevuyu aldı. Abdullah Bey sintigrafi ve testler sonucu Çınar´ın tiroid bezlerinin olduğunu ancak çalışmadığını söyledi. Ama şanslıydık ki T4 sıfırlanmamıştı. 17. gün ilaca başladık, dışarıdan sentetik tiroid hormonu veriyorduk. Her ay düzenli test yaptırdık kontrollere gittik. Çınar biraz büyüyüp normal tepkiler vermeye başladığını görene kadar hep çok endişeliydik. Çınar şu an 11 ayı bitirdi. Tüm hareketleri ve tepkileri ayına uygun. Kilo hariç gelişimi de. Çınar´la ilk maceramız böyle başladı. Bugün tiroid hepimiz için, 3 aylık endokrin kontrolü hariç önemini oldukça yitirdi. Her gün oğluma ilacını içiriyorum o kadar. Çok şükür. 
Çınar doğar doğmaz bir şeyler öğretmeye başladı bize. En azından ben sabretmeyi öğrenmeye başladım. 
Maceralarımız esas bundan sonra başlıyor en kısa zamanda yine yazacağım...
Sevgiler...