3 Eylül 2010 Cuma

Tık Tık Tık Aşk var mı acaba? Bizde yeni bitti de...

Nasıl bir boşluk yüreğimde...Birden düşeceğim sanıyorum o boşluğa... döne döne savrula savrula bir yaprak gibi... tarifi çok zor, şöyle ki her şeyin her şeyin tam olsa dahi - ki aslında her şey eksik- içinde kasıp kavuran fırtınalar kopuyor... Sevme sevilme ihtiyacı ile... herkes var etrafında güzel insanlar var hem de seni seven senin sevdiğin ama bu başka türlü bir sevilme sahiplenilme ihtiyacı... Bazen o kadar acıyorum ki kendime bu kadar aç olduğum için sevgiye, çok da kızıyorum... Nasıl bir çiçeğe bağlarsın baharın gelişini ya da gidişini... Bir adam girecek hayatına "işte bu!" diyeceksin - Mutlu olacaksın, bir adam çıkacak hayatından (çoğunlukla çıkarken haber vermeden) - Dünyadaki en mutsuz insan olacaksın - yada öyle hissedeceksin! Oysa zaten kaç yıl yaşadıysan hayatı o güne yani karşılaştığınız güne kadar yoktu bu adam senin hayatında... Ne oluyor ya hiç tanımadığın hayatının büyük bir bölümünü paylaşmadığın bu adam nasıl oluyorda önce kırlarda koşmana ardından da gövdesi kocaman kurumuş kütükleşmiş ağaca toslamana sebep oluyor... hayatına bu kadar etki edebiliyor... Aşk var mı yok mu şimdi? Anlamadım ben ya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder